Tarihte İlk Ayakkabılar
Tarihteki ilk insanlar, ayaklarını doğa
koşullarının olumsuz etkilerinden (keskin taş, diken, çamur, böcek vb.) korumak
amacıyla ağaç kabuklarından veya sert yapraklardan taban yapıp, otları
ayaklarına bağlayarak ilkel ayakkabılar kullanmışlardır.
Elde edilen kaynakların çoğu, ayakkabının
tarihçesini eski Mısır’dan başlatmıştır. Eski Mısır‟da iki bant ile ayağın
üzerinden tutturulmuş sandalet giyilmekteydi (Şekil 1). Basit yapısından da
anlaşılacağı gibi, insanların ayakkabıyla tanışması sandalet ile olmuştur. Her
medeniyet döneminde hangi kültür olursa olsun insanın mutlaka sandalet ile bağı
olmuştur. Pers ve Hintliler‟in oyarak yaptıkları sandaletler topuzludur.
Japonlar sandaletlerine "zori” adını vermişlerdir. Diğer sandaletleri olan
tahta tabanlı yüksekliği 2 inç ile 6 inç arasında değişen "geta” (Şekil 2).
adındadır. İspanyol sandaleti ipten, Slavlar ise keçeden yapmışlardır.
Afrikalılar‟ın değişik renkte derilerden dikerek yaptıkları parmak arası
sandaletleri vardır (1). Yapılan tüm sandaletlerin temelini ise Eski Mısır‟daki
sandaletler oluşturmaktadır.
Eski Mısır’da olduğu gibi Yunan’da da
sandalet kullanılmıştır. Homeros’un Iliad ve Odyssey’deki kahramanların bronz
sandalet giydikleri, tanrıların ise altından yapılmış sandalet giydikleri
anlatılmıştır. Eski Yunan‟da sandaleti hem kadın hem de erkekler giymiştir. Bu
sandaletler ayağın üzerine deri bant ile tutturulmuş ve tabanı mantardır. Yunan
trajedi oyuncuları, tanrıların ve kahramanlarını canlandırdıklarında yüksek
mantar tabanlı "kothurnus”u giyerlerdi. Yüksek ökçenin başlangıç zamanı olarak
bu dönem olarak belirtilebilir. Pedila Eski Yunan’da en çok kullanılan ve moda
olan sandalet türüydü (2).
Yunan kadını doğuya özgü modayı çok
sevmiştir. Evde ipek ya da başka değerli kumaştan, altın ve inci işlemeli
terlik giyerlerdi. Kadınlar gezmeye giderken yanlarına yedek ayakkabıda
alırlardı. Deride en çok beyaz renk kullanılmış ayrıca kırmızı, safran, yeşil
ve siyah renklerinde kullanıldığı görülmektedir. Kırmızı tabanlı ayakkabılar
moda olmuştur. Mor renk ise sadece kralların ve tanrıların tasvirlerinde
kullanılmıştır. Roma Döneminde ise Yunan sandaletlerinden etkilenerek, kendilerine
adapte etmişlerdir. Romalıların ayakkabıya önem vermeleri bizlerin o dönemdeki
toplumsal sınıflar hakkında fikir edinmemize yardımcı olmaktadır. Bu kurallar
ile iş, rütbe, yaş, meslek ve zenginlik göstergesi olarak kendi içinde
sınıflandırmaktaydı. Böylece bir meslek grubuna ait ayakkabıyı başkası
giyemezdi, büyük bir suç sayılırdı. Roma’da toplumun üst sınıfı için
ayakkabılar tasarlanmaktaydı (2). Askerler için yapılan tasarımlarda savaşta
daha dayanıklı olması için sandaletlerin alt tabanlarına kabara (ayakkabıların
altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi) çakılmıştır. Romalı
ayakkabı ustalarının yaptığı en önemli gelişme, ayakkabıda sağ ve sol kalıbını
çalışmış olmalarıdır (3).
(1)
O’Keeffe, L., (1996), Shoes, New York:
Workman Publishing, s.10.
(2)
Charlotte, Y ve Davis, Y., (1997), Shoes,
Boston: Houghton Miflın Company, s.20.
(3)
Bossan, M, J.,(2007), The Art of the
Shoes, Chine: Chine Printed, s.25.